Wednesday, February 25, 2009

The L-word

Akıllara zarar.

Gavurlar buna bir isim de bulmuş, L-word diyorlar. Birine "I love you" demek big deal. Ya olur da sen söylersen ve karşındaki cevap vermez geçiştirirse? Dünya başına yıkılmaz mı ey insan?


Aha söylüyorum: Yıkılmaz.


Evde kedimle oynuyorum. Mıncırıyorum hayvanı, kemikleri katurduyor. O da ben de çok eğleniyoruz. Sonra aklıma geliyor ki bu hayvan nesnesiyle benim tek iletişimim bakışmak, elleşmek falan. Konuşmuyoruz yani, bir anlamda gereksiz bir iletişim düzlemini zaten ardımızda bırakmış oluyoruz.

E ne oluyor o zaman, ben bu hayvana hiç "seni seviyorum" demedim ki. Ama o biliyor. Bazen onu okşamamdan, bazen saldırmamdan biliyor işte. Ben de biliyorum yalamasından/ısırmasından/oynayışından vs vs.


Bir tek insan kelime kelime duymaya ihtiyaç duyuyor.
Çünkü duymazsa inanmayacak, karşısında apaçık dursa bile ille duyması lazım.
Hem güvensiz oluşumuzla alakası var, hem bin yıllardır böyle okuduğumuz/izlediğimiz için doğal olanın sevdiğini kelimelerle anlatmak/duymak olduğuna inanmış haldeyiz. Sadece bir hareketten, bir dokunuştan, bir bakıştan anlamak yeterli değil. Sözler gerek, hatta sonraki aşamada kağıt/kontrat/evlilik belgesi gerek ki kanıtlar somut olsun.


Birinin bizi sevdiğini bilmemiz için o kelimeleri duymamız gerekmesi ne patetik.

No comments: