Friday, April 10, 2009

Cesetlerin önce elleri yenir !

Ölmek elzem.

Ölüme dokunmamız gerekiyor. Televizyonda yapay kan/şiddet görmekten gerçeğini de kurgu gibi algılıyor insan artık.

Nip Tuck/ Dexter


Kan görmeye alıştık.
Etin bıçakla kesildiğini gördük.






Kokladık mı?
Elimizi dokundurduk mu damardan taze akan sıcaklığa? Tattık mı hiç?


Acı gerçek.
Unutma. Unutma.


Bir ceset görürsen, onda neyin eksik olduğunu bulmaya çalış.



You'll feel the terror of it.

It is the only way.

"What shall I do now? What shall I do?"

Herkesin dilinde bir bireylik, bir özgürlük.

Nah.


Ne kadar yırtınırsak yırtınalım özgür olma ihtimalimiz yok gibi şu noktadan sonra. Çünkü hiçbir şeyin geri dönüşü olmadığı bir noktadayız.

Her şey anlamlandırıldı.

T.S. Eliot umudu Doğu'da görmüştü.

"Shanti shanti shanti.."


Doğu da tüketildi.

Elimi uzatsam elektrik telleri geçmeyen, baz istasyonları olmayan neresi var dokunabileceğim?

Bütün bildiklerim, gördüklerim, yaşadıklarımla, nereye kaçabilirim artık?
Doğa beni kabul etmez. Kendimi bıraktığımda ormana, ölmem üç günü bulmaz.

Ben bozuldum. Kirlendim. Kirlettim. Öz'ü kaybettim.

Kurgu bitti. İhtimal yok oldu.


Midas elini neye uzatsa.. Çünkü..

Yine de..


Bulmaya çalışıyorum.

Her şeyi istememeye çok yaklaştım bu son kez.